İlkokula Hazır Bulunuşluk

Okula başlamak çocuklar için; büyümeyi, karar verme yetisini kullanmayı, uyum sağlama becerilerini geliştirmeyi ifade etmektedir. İlkokula başlarken çocukların gelişim alanları ve düzeylerine dair süreçleri gözlemlemlerin önemli olduğu bilinmektedir.

İlk olarak bu süreç içerisinde, birinci sınıf öğrencilerini bilişsel olarak değerlendirdiğimizde, somut işlem döneminde yer almaktadırlar. Artık mantıksal çıkarımların yapılmaya başlandığını, sıralama ve gruplama gibi becerilerin arttığını ve farklı bilgiler arasında bağlantılar kurulabildiğini görmekteyiz.

Basit olaylarda neden-sonuç ilişkileri kurarak muhakeme güçlerin artmaktadır. Bu süreçte sizlerin yaşadığı olaylar karşısında “Neden?, Nasıl?, Ne yapabilirsin?” Gibi problem çözme becerilerini arttıran sorular yöneltmeniz önem arz etmektedir. Sorunu onun adına çözmemek, çözüm bulmasına yardımcı olmak, neden-sonuç ilişkisini güçlendirmeye yönelik sorular sosyal muhakemesinin gelişmesini de destekleyecektir.

Motor becerileri değerlendirdiğimizde, birinci sınıf öğrencilerinin büyük kas becerilerinin (koşma, zıplama, yer değiştirme gibi) geliştirdiğini gözlemlerken küçük kas becerilerinin de (kalem tutma, makas kullanma, düğme ilikleme gibi) gözle görülür bir biçimde gelişim gösterdiğinden bahsedebiliriz. Öz-bakım becerileri noktasında tuvalet ihtiyacı, yemek yeme, kişisel bakım gibi görev ve sorumlulukları dönem başına göre daha kolay bir şekilde gerçekleştirdikleri gözlemlenmektedir.

Birinci sınıf öğrencilerini sosyal gelişimlerini değerlendirdiğimizde, oyun arkadaşlarını seçmeye başlayarak birlikte oyunlar kurabildiklerini gözlemliyoruz. Bütün sosyal öğrenme süreçlerini içerisinde barındıran okul ortamı sayesinde kurallara uyma, paylaşma ve iş birliği gibi kavramların davranışsal olarak içselleştirilmeye artarak devam etmektedir.

Duygusal gelişimlerini değerlendirdiğimizde, öğrencilerimizin kendi duygularına dair farkındalıklarının arttığını ve karşısındakinin duygusunu transfer etme çabası artmaktadır. Olumsuz duygunun kabulü, empatik düşünme becerisi bu yaş gelişiminde atılan doğru adımlarla ivme kazandığı gözlemlenmektedir.

Yukarıda belirtilen değişim ve gelişimleri her çocuğun kendine özgü bir ritmi ve biricikliği olduğunu unutmadan değerlendirmek gerekmektedir. Mizaç, çocuk yetiştirmede kullanılan ebeveyn yöntemleri, çevresel faktörler gibi pek çok değişken bu özelliklerin çocukların gelişiminde farklılık göstermesine sebep olmaktadır. Her çocuğun aynı biz yetişkinlerde olduğu gibi daha iyi yaptığı ve zorlandığı farklı alanlar olabilmektedir. Çocukların zorlandığı alanları doğru adımlar ile desteklerken, güçlü olduğu noktalarda motive etmemiz oldukça önemlidir. Motivasyon bu süreçte öğrenmeyi sağlayan ve öğrenmeye teşvik eden koşulları oluşturmaktadır.